
Bahar Toprak İle Tüm Bilinmeyenler…
Merhaba Kadınım dergisinden Aslı ben Bahar Toprak ile sizler için sohbet ettik. Soru sormak yerine Sevgili Bahar Toprak anlattı. Bende yazdım… Gerçekten çok ilginç bir sohbet oldu bazen güldük, bazen hüzünlendik. Yine aynısı oldu; Uzaktan tanıdığımız bir çok insan konuştukça tanıdıkça aslında bambaşka biri olarak çıkıyor karşımıza Hikayeler çok benzese de birbirine, sonuçları ve kişiye bıraktıkları hep farklı. Bu arada 13 Eylül Sevgili Bahar’ın Doğum günüymüş tam bir Başak burcu İstStarMag Kadınım dergileri ve Channel6 TV ailesi olarak doğum gününü kutluyoruz. Huzurla, sevgiyle, mutlulukla, sağlıkla, başarılarla dolu nice doğum günlerine diyoruz. İyi ki varsın. İyi ki tanıdık seni…
Kahvelerimizi yudumlarken klasik başladık Bahar Toprak; 13 Eylül sabahında İstanbul da dünyaya gelmişim. Sanat ve tasarım bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde aktör stüdyo eğitimi aldım.
Müjdat Gezen Sanat Merkezi aslında hayatımın büyük bir dönüm noktası oldu diyebilirim.
Sumru Onat Cast 33’le bir dönem farklı projelerde yer aldım bu projeleri yaparken sahne sanatları ile birlikte kamera önü oyunculuk eğitimimi de tamamlamış oldum.
Çocukluğum çok dikta bir baba çok disiplinli bir annenin var olduğu bir ailenin varlığında geçti. Ailemin verdiği müthiş bir eğitimle hayatıma devam ettim ve büyüdüm. Babam çok ciddi emek harcadı eğitimim için annem çok ciddi emek harcadı prenses bir kız çocuğu yetiştirmek için onlara sonsuz minnet borcum var.
Kendimce hayata sanki 1-0 yenik başladım. Bu ayrıntıları başka bir röportajımda anlatacağım.
Bu çocukluktan sonraki yaşamımda hayata bakış açım, geleceğe yönelik yapmak istediklerim hep farklı oldu. Hayatı kaliteli yaşamayı seviyorum. Kaliteli “insan” bu çok önemliydi. Bunun için çok gayret ettim. Ve yaşamımı bu insanlarla paylaştım.
Hiç alkol kullanmadım gece hayatım hiç yoktur desem yanlış söylemiş olmam. Evimde vakit geçirmeyi evimde üretmeyi daha çok seven biriyim.
Hayat şuan bu çağ da çok bambaşka çok hızlı ilerliyor. Her şeyi çok hızlı tüketiyoruz. O yüzden her gün bakış açım her şeye çokça değişiyor gelecekte yurtdışına yerleşeceğim. Yaşantıma orada devam etmek istiyorum.
Aile kurmak tabi ki en çok istediğim şey çünkü aile kavramı benim için çok özel çok önemli. Kariyerime de öncelikle oyunculukla oyunculuğun yanında ayrıca bir taraftan da modellikle devam etmek ve özellikle ilerleyen yıllar da kendi tasarımlarımı yurtdışın da hayata geçirmek istiyorum.
Çevremden hep duyuyorum Bahar Toprak mesleğinin gereği başarılı bir Bahar Toprak takip ediyoruz… Türkiye ve Avrupa’da mesleğin hakkında ki düşüncelerim çok net.
Türkiye de çalışmak ve kazanmak gerçekten çok zor. Yaptığım işler çok zor. Çünkü Türkiye de emeğinizin karşılığını alamıyorsunuz yaptığınız işe saygı duyulmuyor çalışana değer verilmiyor ama müthiş donanımlı insanlarla çalışabiliyorsunuz, Avrupa bambaşka her geliştirdiğiniz emeğe farklı perspektiften bakılabiliyor kariyer olarak kazanmaktan ziyade daha çok fikirleriniz her anlamda değer kazandırıyor.
Bir seçim yapmam gerektiğinde kendime soruyorum; Türkiye mi? Avrupa mı? Diye sonra zihnimde hemen netleşiyor her şey Türkiye’yi çok seviyorum İstanbul’a aşık biriyim fakat Avrupa da yaşamak istiyorum.
Beni medyadan takip edenler şunu fark etmişler birçok sosyal sorumluluk projelerine sahiplenmek istediğim görülüyor. Ülkemizde, sahipleneceğim sosyal sorumluluk projelerinde hangi noktada görüyorum bu konuda düşüncelerimi söylemek istiyorum.
Sosyal sorumluluk projelerinde çok hassas biriyim ülkemiz bence yardımlaşma da çok özel bir ülke halk bir arada çatışma halinde yaşasa da iş yardımlaşmaya gelince birlik olup din, dil, ırk ayrımı yapmadan kenetlenebiliyor bence ilerleyen yıllar da çok ciddi boyutta dernekler ve vakıflar açılacaktır. Bende bunlardan biri olacağım. Cıvıl cıvıl çocuklara hayranım onlar İçin ilerleyen yıllar da eğitimin, gelişimin oyunların ve pati dostu olarak çocukla çocuk olacak insanların bir arada olacağı müthiş bir yer yaptırmayı düşünüyorum.
Geçmiş olsa da geçmiyor Pandemi ve son yaşanan deprem felaketi süreci benim için ne ifade etti? Sorgulamadan edemiyorum. Bu süreç geleceğe bakış açımda, projelerim de etken bir durum yarattı.
Bütün sosyal medya hareketlerim depremzedelere dayalıydı. 99 depremini yaşayan biri olarak önce hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Bir gecede bir anda her şeyini kaybeden özellikle ailelerini kaybeden insanlarla aynı duyguları yaşıyorum bu dünya gelip geçici kötü hırsları bir kenara bırakıp insan olmayı becerebildiğimiz kadar hayat yaşanabilir hale geliyor dolayısıyla projelerimi iptal edip depremzedelerle aynı duyguları yaşamayı tercih ettim. Hepimize geçmiş olsun demeyeceğim çünkü o acı hiç dinmeyecek herkese hafifletebildikleri affedebildikleri kadar acıyı yaşamasını dilerim… Dilerim ki kimse bir daha çocuklarını, babalarını, annelerini kısaca ailelerini kaybetmesin. Kaybetmek koskoca bir boşluk içini kimse dolduramıyor. Deprem, pandemiyi de yok etti.
Gelelim giyim tercihime renk ve tarz olarak nasıl davranıyorum Elbette çok önemli olan makyaj tercihlerim neler hangi renkleri tercih ediyorum.
Kış sezonun da her zaman tercihim siyah ve pastel tonlar, yazın daha rengarenk giyen biriyim ama siyaha aşığım diye bilirim. Yemekler de ve davetler de siyahı tercih ediyorum.
Günlük hayatımda hiç makyaj yapan biri değilim ancak özel davetler de, davet haricin de dışarı çıkacaksam çok hafif doğal makyaj yapıyorum.
Yeterince çekimler de iddialı ve ağır makyajlar yapılıyor zaten. Sosyal hayatımda makyajı sevmiyorum.
Bana bakan, beni örnek almak isteyen kişilerin gözünden güzel, güçlü, hırslı kadın yansıması olarak değerlendiriliyorum. Öncelikle teşekkür ederim bence kimse kimseyi örnek almamalı kim neyi başarmak istiyorsa hedeflerinin arkasından koşmalı gayret göstermeli oturarak hiç bir savaşı kazanamazlar, manevi değerlerini güçlendirerek hayata devam etsinler bütün gençlere bunu söylüyorum kimse kimseye özenmesin çünkü o insanların kendi dünyalarında kendi hayat şartlarında ne ile mücadele edip savaş verdiğini bilemeyiz.
Fit bir duruş ile altın oran bir bakış sergiliyormuşum. Bu beni mutlu ediyor. Uyguladığım çok özel bir diyet yok ancak tavsiye niteliğinde birkaç şey paylaşayayım. Beden ve ruh detox’u ve nefes diyeti yapmalılar. Ruhumuzu iyileştirirsek yaşlanmayız. Diyetler birçok gencin korkulu rüyası eğer nefesinizi kontrol altına almayı öğrenirseniz bilinçaltında zayıflarsınız. Burada Annemi anmadan geçmeyeceğim. Geçmişimde annemin müthiş çabaları sayesinde bale geçmişim oldu. Şuan ki güzelliğim annemin emeğinin karşılığı diye düşünüyorum.
Ruh dedim çocuk ruhlu olduğum doğrudur. Çocukluğuma dair en çok Babamı özlüyorum.
Evde çalışanımız vardı ama her zaman babama kahvesini ben yapardım. Bakır cezvede kısık ateşte bol köpüklü orta şekerli (Gülüyor) olmazsa olmaz buz gibi soğuk suyla yapılmalıydı.
Babam bu kahvelerin karşılığında da ödül olarak her zaman Barbie bebek alırdı. İşte bu hatıralar Barbie çekimlerimin de neden araya sıkıştırdığımın cevabı oldu.
Hala bazen Barbie bebek alıyorum… Çocukluğumda her yaptığım başarının bir ödülü vardı evimizde. Aslında yapmak için değil, başarmak için değil o ödülü almak için değil sadece gerçekten yapabilirmiyimdi konu. Evet, yapabilirim korkusuzca, hata yapsanız da evet yapabilirsiniz. Önemli olan bunu yaşamaktı.
Bu hep konuşulur ya bir şeyin orijinaline sahip olabilseniz, o ne olurdu? Ben tam olarak Bahar Toprak’ın patentli kendisine hem de ismin orijinaline sahibim ben Bahar Toprak (Gülüyor) Bence en özel orijinal olan kendinize sahip olmanız. Başka şeylere ancak para vererek sahip olabilirsiniz. Sizden başka orijinal yok.
Ne güzel böyle daldan dala atlamak aklıma geleni söylemek. Bak aklıma geldi hayatın basit zevkleri arasından asla vazgeçemeyeceğim neler var? Diye sorarım kendime.
Gökyüzüne bakın bulutlardan hikayeler çıkarın, hayvanları sevin kedilere dokunun köpekleri okşayın. Çiçeklere dokunun ağaçlara sarılın, toprağa yalın ayak basın, denize ayaklarınızı batırın, kahkaha atın, gülümseyin herkese günaydın deyin. İyi akşamlar demesini bilin bu gün çok güzelsin deyin. Kendinize çiçek alın. Bunlar insanı insan yapan en basit yaşam belirtisi boş gelip bomboş gitmeyin bu dünyadan… (Çok güldü.)
Şimdi doğadan bahsedince bir teknem olsaydı, adı ne olurdu? “Mavi” derdim. Neden mi? Güneşin doğuşu laciverte değdiğinde parlayan yansımalar kadar her şey şeffaflaşıyor.
Hayatım boyunca yaşadığınız en heyecan verici tecrübe geldi aklıma Ben Londra da okurken hiç İngilizce konuşmayan İngilizceyi facia bilen bir Fransız ailenin evinde bir yıl yaşadım. Hem delilikti benim için hem de çok heyecan verici manyak bir olaydı.
Bazen gün için de rahatlamaya ve kendimi bütün streslerden arındırmaya sadece bir saatim olsa ne yaparım biliyor musun? Burada gülmeler birbirine karıştı. Ben (Aslı) gülerek burada soruları ben sorarım deyiverdim. Uzun gülüşmelerden sonra cevap; Ney dinlemeye giderim.
– Ney dinlemeye giderim
Geçenlerde bir saat bakıyorum kendime aklıma geldi birden bir saatçi dükkânım olsa oradaki saatlerin hepsi belli bir saatte durmuş olması istense saatlerin kaç ta durdururdum. Elbette hepsi 9’u Beş Geçe olurdu Rahmet ve saygıyla Mustafa Kemal Atatürk Her zaman bıraktığı ilkelerle. Atam’ın izin de olacağım dedi. Ve Kahve arası…
Son olarak eklemek istediklerim var
Ben bir insanın çok yönlü olmasından yanayım. Birçok şeyi deneyimlemek isterim. Çünkü ben hayatımın da başrol oyuncusuyum ve kendi yazdığım senaryoda kendim yöneterek oynuyorum. Kurgu da montaj da bana ait. Hayattan insanlardan duygulardan besleniyorum. Figüranlar sadece hayatımın parçasıdır ama başkahramanı değildir.
Bazen seçtiğimiz insanlar yanlış çıkıyor, onlar da bize çok şey öğretiyor. Hep şükrederim. Her krizin bir fırsat olduğuna inananlardanım ve hep yaşadığım gerçek bir kapı kapandığı anda yüz kapı açılıyor önümde…
Çok hırslı biriyim ama iyiye hedefe giden hırslarla devam ediyorum. Aslında azimli biriyim diyelim. Hayatı olmasa da işimi ciddiye alırım, sıkı çalışırım, sıkı eğlenirim, gülerim, arkadaşları, müziği çok severim. Genelde iyimser, psikologsuz idare edebilen biriyim galiba… (Gülüyor)
Aşk aslında hayatı komple etkileyen bir kavram. Tamamıyla hayatın dengesini bozan veya dengeleyen bir şey. Aşık olmayı düşünmüyorum dersiniz 10 dakika sonra aşık olursunuz…
Aşık olmak çok güzel sevmek, sevilmek. Ancak şiddet bu sihiri bozan en önemli etken ister fiziki olsun, ister psikolojik fark etmez kadın şiddetinin her türlüsüne karşıyım. Ve bu konuda mücadele ediyorum. Aslında bakarsınız şiddetin kime yapıldığının önemi yok kadın, erkek, çocuk. Ve en çok da güçsüz insanların şiddete uğradığını düşünüyorum.
Hayatım yoğun geçiyor. Ve elimden geldiğince en anlamlı ve dolu dolu yaşamayı tercih ediyorum. İşimi yaparken beni çok heyecanlandırır. Başka bir dünyada hayat bulmak gibi.
Hayatımda birisi yok. İlişkiye hazırım aslında ama Şuan biri yok ,, hayatımda olan insan beni her anlamda iyi sembolize edip benim yükümü taşıyacak benim biri olmalı. Bu yüzden hem tek ben olayım hem de tek benim olsun isterim. Kolay güvenemem.
Şuan hayatımda biri olmadığı İçin sadece işime odaklanıyorum. Geçmişe takılı kaldığım bir şey de yok. Süreçlerimin hepsi dolu dolu geçti herkesten bir şeyler öğrendim. Her insanın hayatımıza girmesinin bir nedeni vardır…
Ben erkeğimi her zaman sahiplenirim. Dertlerini, dert edinirim. Sorularını çözmek için kafa yorarım. Tek erkeğe bağlılıktan yanayım. Bir insana gönlünü verip, hep onu düşünüp, onunla ilgili bir şeyler kurgulayıp daha mutlu olabileceğine inanan kadınlar grubundayım ben. Biraz da aslında (çok) kıskanç bir yapım var…
Benden bu kadar… Şunu belirtmek isterim ki; Bu anlatım tarzını sunan çok akıllıca davranmış. Böyle röportaj olarak değil de, sıralama olmadan aklıma ne geldiyse o andaki ruh halimle, keyifle, özgürce kendimi anlatabilmek, sorulara bağlı kalmamak çok harikaydı. Çok iyi geldi. Ayrıca teşekkürü hak etti… (Gülüyor)
Elbette son olarak teşekkür etmek istediklerim var; Öncelikle benim değerli arkadaşım PR danışmanım Gizem Altınkaya’ya (Benim için çok değerli çok özel bir insan ) kariyerime kattığı değer için minnettarım… Fotoğraflarımla değer katan en özel fotoğraflarımı çeken sevgili Buse Tirman’a beni güzelleştiren sevgili Kamran jabbarov’a çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca İstStarMag dergisine, Kadınım Dergisine, Channel6 Tv’ye Benimle sohbet esnasında enerjisiyle keyifli dakikalar yaşatan Aslı’ya tüm emeği geçenlere, bu anlattıklarımı yazıya döktükleri ve yayınlayacakları, için çok teşekkür ediyorum.
Gerçekten çok keyif aldım… Anlatırken bazen güldüm, bazen hüzünlendim her şeyi sizlerle dürüstçe paylaştım.


























